Hayrettin Karaman
30 Ekim 2011
Ey gönül kendini vezn etmeye kantar ara bul!
Yürü git, kantarına hâlis olan a'yar ara bul!...
Saltanat mülkü konak, bir gün elden gidecek
Sana bakide ev yapacak mimar ara bul...
Kapatırlar seni bir hâl-i haraba yalınız
Ol karanlık geceler kendine bir yâr ara bul...
(Hafız Ahmet Soyyiğit)
Mümin
her olaydan, her oluştan kulca sonuçlar çıkarmaya, kulluk yolunda
ilerlemek için istifade etmeye bakacak. Geçirdiğimiz deprem
felaketinden, felaketzedelere yardım ederek elde ettiğimiz manevi
kazancın yanında hem dünya hayatımızın daha az acılarla geçmesi için
(mesela daha sağlam yapılar yapmak gibi) dersler çıkararak hem de
"dünyanın fani, öteki âlemin baki olduğunu" bir daha hatırlayıp buna
göre tedbirler alarak istifade etmeliyiz.
Diyelim ki, dünya
hayatı için ibret aldık, ders çıkardık ve tedbir aldık, ama kıyamete
kadar dayanacak evler de yapsak bir gün hem biz onları bırakıp gideceğiz
hem de onlar harab, hatta yok olacaklar.
Eğer yalnızca dünyadaki
evlerimizi güzel ve sağlam yapmak için ustalar, mühendisler ve mimarlar
arayıp bulur, ama "bize bakide ev yapacak mimar arayıp bulmazsak" bu
ömür ticaretini zararla kapatmış oluruz.
Ebedi alemde bize ev yapacak mimar "imanımız, amelimiz, takvâmız ve ihlasımız"dır.
İlahi inayet ve af olmazsa bunlar da yetmeyebilir, ama bunlarsız da olmaz.
Şu
deprem bize "bir karanlık yerde sıkışmış olarak kalanlar" sebebiyle
kabir hayatını ve ötesini hatırlatırsa ve dünyada yapıp ettiklerimizle
orada bizi kurtaracak yardımcı melekleri hazırlayarak ebediyete intikal
etme niyet ve azmini kuvvetlendirecekse bir tesellimiz de bu olabilir.
"Ol karanlık geceler kendine bir yâr ara bul..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder